Tıbbi kötü uygulamalar, yoğun bir şekilde hizmet vermeye çalışan hekimleri ciddi tazminat talepleriyle karşı karşıya getirdiği gibi tedavi umuduyla sağlık kuruluşuna başvuran hastaları ise tedavi bir yana uğradıkları zararların karşılanamaması riskiyle de başbaşa bırakmaktadır. Bu kapsamda geliştirilen çözümlerden biri de sağlık personelinin tıbbi kötü uygulamalardan doğan mali sorumluluklarının sigorta edilmesidir. Bu sigortada ön plana çıkan sağlık personeli olması sebebiyle kısaca "hekim mesleki sorumluluk sigortası" olarak anılan "tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası" Türkiye'de 2005 yılından bu yana sigortacılık gündemine gelmiş, son olarak 2010 yılında çıkarılan bir kanunla zorunlu sigortalar arasında yerini almıştır.
Sigortanın Konusu:
Hekim mesleki sorumluluk sigortası, serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların; poliçede belirtilen mesleki faaliyeti icra ederken; sözleşme süresi içinde meydana gelen bir olay sonucu doğan ve sorumluluk hükümleri uyarınca meydana gelen bir olay nedeniyle, sigorta limitlerine kadar teminat sağlayan bir mali sorumluluk sigortasıdır. Buna göre kanunda belirtilen sağlık personeli, mesleki faaliyetlerini yerine getirirken ihmal neticesinde hastaya zarar verecek olurlarsa bu zararları sigortacı karşılayacaktır.
Bu çerçevede, sigortanın konusunu "sağlık personelinin kusurlu bir şekilde hastalara verdikleri zararlar" oluşturur. Söz konusu zararlardan dolayı sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün doğması için aşağıdaki şartların yerine gelmesi gerekir:
-Mesleki faaliyetini yerine getirirken zarar verilmiş olması,
-Zararın sigortalının kasıtlı olmayan bir şekilde kusurlu davranışından kaynaklanması,
-Sözleşme süresi içindeki meydana gelen bir olaydan dolayı aynı süre veya sözleşme sonrasında tazmin talebinde bulunulması ya da sözleşmeden önce meydana gelmekle birlikte sigorta süresi içinde tazmin talebinde bulunulması,
-Poliçe limitlerinin aşılmaması,
Sigorta Yaptırması Gereken Kişiler
Hekim mesleki sorumluluk sigortası, zorunlu bir sigorta olduğundan aşağıdaki kişilerin mesleki faaliyetini yürütürken bu sigortayı yaptırması şarttır:
-Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar,
-Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar,
-Mesleklerini serbest olarak icra eden tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar
Böylece, tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanları dışında kalan kişilerin sigorta yaptırma zorunluluğu yoktur. Aynı şekilde bu unvanlara sahip olmasına rağmen mesleki faaliyette bulunmayan kişiler sigorta yükümlüsü değildirler. Buna karşılık, poliçede tanımlanan mesleki faaliyete son verilmesi halinde sigorta sözleşmesi sona erer ve işlemeyen günlere ait prim, sigorta ettirene iade edilir.
Öte yandan, mesleki faaliyetin kamu veya özel sağlık kuruluşunda yürütülmesi ya da serbest şekilde yapılmasının sigorta yükümlülüğü açısından bir önemi yoktur. Ancak sigortalının mesleki faaliyetini yürütme biçimi, sigorta priminin kimin tarafından ödeneceğinde etkilidir. Şöyle ki kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için sigorta priminin yarısı kendileri tarafından diğer yarısı döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçelerinden ödenir. Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların sigorta primlerinin yarısı kendileri tarafından, yarısı istihdam edenlerce ödenir. İstihdam edenlerce ilgili sağlık çalışanı için ödenen sigorta primi hiçbir isim altında ve hiçbir şekilde çalışanın maaş ve sair mali haklarından kesilemez, buna ilişkin hüküm ihtiva eden sözleşme yapılamaz. Mesleklerini serbest olarak icra edenler ise sigorta primini kendileri karşılamak zorundadır.
Bakanlıkça çıkarılan 2010/1 sayılı Tebliğ'e göre, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'nda sigorta ettiren sıfatını taşıması gereken kişiler şu şekilde belirlenmiştir:
-Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar için sigorta ettiren sıfatıyla kendileri,
-Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların her biri için ayrı ayrı, sigorta ettiren sıfatıyla kurumları,
-Mesleklerini serbest olarak icra eden tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ile sözleşmeli aile hekimleri için kendileri
Buna karşılık, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'nın grup sigortası şeklinde yapılması yasaktır.
Sigorta Teminatı:
Hekimlere mesleki sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getiren kanunda bu sigortanın genel olarak kapsamı da belirlenmiştir. Buna göre, "kamu ve özel hukuk kişilerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, mesleki faaliyetleri sırasında tıbbi kötü uygulama nedeni ile verebilecekleri zararı karşılamak üzere ve kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortası" yaptırmak zorundadırlar.
Tıbbi kötü uygulama; bir girişim, tedavi ya da uygulamanın sadece yanlış, eksik yapılması demek değildir; aynı zamanda yapılması gerektiği halde yapılmayan bir işlem de bu kapsamda değerlendirilebilir. Öngörülemeyen bilgi ya da beceri noksanlığı oluşan zararlar ile istenmeyen sonuçlardan hekimin sorumluluğu yoktur. Ancak istenmeyen sonuçlar bir kusur ve eksikliğe dayanıyor ise sorumluluk doğurur.
Sözleşme İle Kapsam İçine Alınabilecek Rizikolar:
Hekim mesleki sorumluluk sigortası kapsamına girmeyen aşağıdaki haller, sigorta sözleşmesine konuşacak özel hükümle teminat altına alınabilir:
-Genetik mühendisliği uygulamalarından kaynaklanan tazminat talepleri,
-Her türlü deney veya araştırmalardan doğan tazminat talepleri,
-Her türlü kan bankası faaliyeti neticesinde doğrudan veya dolaylı olarak meydana gelen tazminat talepleri,
-Tanı veya tedavi amacı olmaksızın yapılan bütün tıbbi müdahaleler ile plastik cerrahların güzelleştirme amaçlı yaptıkları her türlü estetik ameliyattan kaynaklanan tazminat talepleri,
-Üremeye yardımcı (kısırlık tedavisi) ya da üremeyi önleyici (kısırlaştırıcı tedavi) her türlü sağlık hizmetinden kaynaklanan tazminat talepleri,
-Sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin kasıtlı hareketlerinden kaynaklanabilecek tazminat talepleri,
-AIDS veya onun patojenleri ya da hepatit A, B veya C'ye bağlı olabilecek yahut onlardan kaynaklanan veya onların katkıları ile oluşan her türlü zarar ile bunlar sonucu ortaya çıkan ruhsal rahatsızlıklara bağlı tazminat talepleri,
-İnsan ve hayvan organları, kanları, hücreler, her türlü ifrazatı, türevleri, genleri, biosentez ve ilgili mamüllerin denenmesi, değiştirilmesi, elde edilmesi, kazanılması, hazırlanması, işlenmesi, elden geçirilmesi, dağıtımı, depolanması, ikame edilmesi, kullanılmasından kaynaklanan tazminat talepleri,
-Sigortalıya, bir sağlık kurumunda yönetici veya işletici olması nedeniyle yöneltilen tazminat talepleri
Teminat Dışı Kalan Haller:
Sigorta Genel Şartlarında aşağıdaki haller hekim mesleki sorumluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmıştır:
-Sigortalının, poliçe kapsamında yer alan ve sınırları hukuk kuralları veya etik kurallar ile tespit edilen mesleki faaliyeti dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,
-Mesleki faaliyetin ifası sırasında sigortalı tarafından kasten sebep olunan her türlü olay ile davranışları,
-Sigortalı veya çalıştırdığı kişilerin, poliçede belirtilen mesleki faaliyeti ifa ederken alkol, uyuşturucu ya da narkotik maddelerin tesiri altında bulunması sonucunda meydana gelen olaylar,
-İdari ve adli para cezaları dahil her tür ceza ve cezai şartlar,
Aynı şekilde tıbbi kötü uygulama niteliği taşımasına rağmen aşağıdaki haller, sigorta özel şartlarına konulacak bir hükümle teminat dışında bırakılabilmektedir:
-Ruhsatlı bir sağlık kurum veya kuruluşunda ve acil haller dışında yapılmadığı ve usulünce yetki verilmiş bir anestezi uzmanı gözetimi altında olmadığı sürece, diş hekimleri ve cerrahlar tarafından genel anestezi uygulamasından kaynaklanan tazminat talepleri,
-İlk yardım ve acil müdahale hariç olmak üzere, meslekten geçici yasaklanılan dönem içinde verilen her tür tedavi ve sağlık hizmetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,
-İlk yardım veya acil yardım hizmetlerinin sunulduğu yerlerde, yeterli ve gerekli ekipman ile teçhizatın sigortalının kişisel kusuru ile bulundurulmamasından kaynaklanan tazminat talepleri,
-Tıbbi amaçlı kullanım dışında, radyoaktif, zehirli, patlayıcı veya herhangi bir patlayıcı nükleer bileşim veya bunun nükleer bir parçasının tehlikeli özellikleri sebebiyle talep edilen tazminat talepleri,
-Tıbbi amaçlı kullanım dışında, diethylstibesterol (DES), dioxin, urea formaldehyde, asbest, asbestli ürünler veya asbest içeren ürünlerin kullanımından kaynaklanan her tür hastalık (kanser dahil) veya asbestten kaynaklanan bütün tazminat talepleri
Koruma Süresi:
Kişilerin yaşamlarının herhangi bir döneminde karşı karşıya geldikleri yanlış ve hatalı müdahaleler sonucu o sırada ya da daha sonra ortaya çıkacak tıbbi sorunlar, yeni mağduriyetlere sebep olabilir. Bu sorumlar ortaya çıktığında, önceki durum ve olayla ilişkilendirmek suretiyle yıllar sonra tazminat talebinde bulunulması durumuyla da karşılaşılabilir. Bu yüzden sigortacının sorumlu olduğu zaman diliminin poliçede açık ve net bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Sigorta genel şartlarına göre sigorta teminatı verilecek dönemi üç ayrı şekilde belirlemek mümkündür:
A) Sözleşme Süresi İçindeki Olayları Kapsayan Poliçeler:
Sigorta poliçesinin kapsamı belirlenirken sadece sözleşme süresi içinde meydana gelen tıbbi kötü uygulamaların poliçe teminatına alınması mümkün olabilir. Bu durumda, tazmin talebinin sözleşme süresi içinde yapılması mümkün olduğu gibi, sigortacı sözleşme süresi içinde meydana gelmiş bir olaydan kaynaklanmak koşuluyla sigorta süresi bittikten sonraki iki yıl içinde yapılan tazmin taleplerini de karşılamak zorundadır.
B) Sözleşme Tarihinden Öncesini Kapsayan Poliçeler:
Sigorta poliçesinin başlangıç tarihinden önce gerçekleşmekle birlikte sigorta süresi içindeki tazmin taleplerini kapsayacak şekilde düzenlenmesi de mümkündür. Bu durumda, sigortacı eski tarihli bir olaydan kaynaklansa bile sigorta süresi içindeki bütün (poliçe kapsamına giren) tazmin taleplerini karşılamak zorundadır. Buna karşılık, poliçe tarihinden sonraki tazmin talepleri sigortacının sorumluluğu dışında kalır.
C) Karma Poliçeler:
Hekim mesleki sorumluluk sigortası poliçesinin, kapsam dışı halleri de içerecek şekilde karma poliçe şeklinde düzenlenmesine de izin verilmiştir. Bu tür poliçelerde, sigortacı genellikle bir yıl önceki dönemde gerçekleşmiş olaylara bağlı tazmin taleplerini de sigorta kapsamına almış olur. Buna göre, en geniş teminat sağlayan poliçe karma poliçe olmaktadır, ancak bu poliçeyle sigortacı daha büyük bir risk altına girdiğinden talep edeceği priminin de yüksek olmasını doğurur.
Rizikonun Gerçekleşmesi:
Sigorta poliçesinde öngörülen zaman dilimi içinde poliçe kapsamına giren bir olayın ortaya çıkması halinde, riziko gerçekleşmiş olur. Poliçe kapsamına giren bir olayın ortaya çıkması, genellikle zarar görenin tazmin talebiyle öğrenilir. Buna göre, sigortacının bilgisi ve yazılı muvafakati dahilinde olmak koşuluyla sigortalı tarafından ödeme yapılması veya sigortalıya karşı yapılan tebligat sonucu davanın veya hukuki takibin öğrenilmesiyle ya da zararın gerçekleştiğinin ve bu zararın sigortalının sorumluluğundan kaynaklandığının mahkeme tarafından karar altına alınması hallerinde riziko gerçekleşmiş sayılır.
Rizikonun gerçekleşmesi halinde, gerek sigortalı gerekse sigortacı bazı yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır.
A) Bildirim Yükümlülüğü:
Bütün sigortalarda olduğu gibi, hekim mesleki sorumluluk sigortasında da sigortalıya rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacıya bildirimde bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. TTK.m.1475'e göre, sigortalı sorumluluğunu gerektirecek olayları on gün içinde sigortacıya bildirmekle yükümlü olacaktır. Ayrıca sigortalı kendisine yöneltilen istemleri de aksi kararlaştırılmamışsa derhal sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Bildirim yükümlülüğünün ihlali halinde, 1446. maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. Buna göre rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa kusurun ağırlığına göre tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir. Ancak sigortacı rizikonun gerçekleştiğini daha önce fiilen öğrenmişse tazminattan indirim yapamaz.
B) Sigortacının Hukuki Yardımı:
Sigortalının sorumluluğunu gerektiren bir olayın meydana gelmesi halinde, sigortacı tarafından sunulacak yardımların kapsamı TTK.m.1476'da hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, sigortacı ihbarı aldıktan sonra iki seçenekten birini kullanabilir. İlk olarak sigortacı ihbarı aldığı tarihten başlayarak beş gün içinde sigortalıya, zarar gören kişinin yönelttiği taleplere karşı, sigortalı adına ancak masraf ve sorumluluğu kendisine ait olmak üzere gereken hukuki iş ve işlemleri yürütüp yürütmeyeceğini, ayrıca savunmaya yardımda bulunmayı üstlenip üstlenmeyeceğini bildirebilir. Sigortacı bu iş ve işlemleri üstlendiğini bildirirse sigortalı, kendisinden talep edilen yardımları yapmak kaydıyla davanın yürütülmesine karışmaz. Sigortacı açılmış davanın reddedilmesini sağlarsa, sigorta sözleşmesi gereği ödeme yapmaktan kurtulmuş olur; buna karşın zarar gören kişinin açtığı davada sigortalı mahkum olursa sigortacı ödeme yapmak zorunda kalır. Sigortacının hukuki işlemleri üstlenmesi halinde sigortalının da hak ve menfaatlerini gözetmesi gerekir.
Buna karşın eğer sigortacı birinci fıkra uyarınca işlemleri yürütmeyeceğini bildirirse veya sigortalı süresi içinde cevap vermezse, maddenin dördüncü fıkrası uygulama alanı bulur. Bu hükme göre sigortalı, kendisine yöneltilen taleplere karşı, tek başına gerekli iş ve işlemleri yürütür. Böyle bir halde, sigortalı
aleyhine bir tazminat ödeme borcu öngören mahkeme kararı kesinleştiğinde, sigortacı başka bir hükme gerek kalmaksızın sigortalısına veya talepte bulunana ödeme yapmak zorundadır. Yalnızca sigortalının yapacağı sulh sözleşmeleri için sigortacıdan icazet alması şartı aranmıştır; sigortacı icazet vermezse, sulh sözleşmesi sigortacıya karşı hüküm ifade etmez. Dolayısıyla geçerli sulh sözleşmesi uyarınca ödeme yapan sigortalı, ödediği bedeli sigorta sözleşmesi uyarınca sigortacıdan talep edemez.
TTK.m.1476/2 uyarınca, sigortacıya bu haklardan birini tercih ettiğini sigortalıya bildirmesi için tanınan beş günlük süre içinde, sigortalı, herhangi bir sigorta himayesi yokmuşçasına gerekli işlemleri yürütmek zorundadır.
C) Sigortalının Talimatlara Uyması:
Sigorta poliçesi kapsamına giren bir olayın gerçekleşmesi ve bu yönde bir tazmin talebinin ortaya çıkması üzerine, durumdan haberdar olan sigortacı, sigortalıdan bazı belge ve bilgiler isteyebileceği gibi sigortalıya çeşitli talimatlar da verebilir. Buna göre, sigortalının yerine getirmesi gereken hususlar şunlardır:
-Sigorta sözleşmesi yokmuş gibi gerekli her türlü önlemi almak ve bu amaçla sigortacı tarafından verilecek mesleki faaliyet dışındaki sigortacılıkla ilgili makul talimatlara uymak,
-Sigortacının talebi üzerine, olayın ve zararın nedeni ile hangi hal ve şartlar altında gerçekleştiğinin ve sonuçlarının tespitine; tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu hakkının kullanılmasına yarayacak, elde edilmesi mümkün bilgi ve belgeleri gecikmeksizin vermek,
-Sigortacının yazılı onayı olmadıkça, sorumluluğu veya tazminat talebini kısmen veya tamamen kabul etmemek, ödeme taahhüdünde bulunmamak, zarar görenlere herhangi bir tazminat ödemesinde bulunmamak,
-Zarardan dolayı, dava yolu ile veya başka yollarla bir tazminat talebi karşısında kaldığı veya aleyhine cezai kovuşturmaya geçildiği hallerde, durumdan sigortacıyı derhal haberdar etmek ve tazminat talebine ve cezai kovuşturmaya ilişkin olarak almış olduğu ihbarname, davetiye ve benzeri tüm belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermek,
-Sigorta konusu ile ilgili başka sigorta sözleşmesi varsa bunları sigortacıya bildirmek
Tazminatın Ödenmesi:
Rizikonun gerçekleşmesi halinde, özel durumlar hariç olmak üzere, hangi belgelerin istenileceği poliçe ekinde açık ve anlaşılır şekilde yer almak zorundadır. Sigortacı, talep edilen tazminat ve giderleri, hak sahibinin tazminata konu olay ve zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu ve poliçe ekinde de yer alan diğer gerekli belgeleri eksiksiz olarak şirketin merkez veya kuruluşlarına ilettiği tarihten itibaren on beş iş günü içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp sözleşmeye aykırı olmayan zararlara ilişkin tazminatı öder.
Tazminatı ödeyen sigortacı, hukuken sigortalının yerine geçer ve zarardan sorumluluğu olan kişilere karşı rücu hakkını kullanabilir.